Ses bozuklukları
SES
Ses birçok farklı şekilde kullanılmaktadır. Vejetatif olarak sesimiz açlık, fiziksel rahatsızlık, acı gibi biyolojik durumların ifade edilmesinde, doğumdan itibaren duyguların ifade edilmesinde, linguistik olarak ses parçacıklarıyla ve vokal ritimle mesajların iletilmesinde, paralinguistik olarak söylenilen sözcüğün anlamını ifade etmede kullanılır. Çoğu zaman ne söylendiğinin değil nasıl söylendiğinin önemi daha fazla olmaktadır. İnsanoğlu sesini biyolojik- duygusal yönden karmaşık linguistik beceri olarak kullanan tek canlıdır. Bu sesleme yenidoğan ve erken çocuklukta dil edinimi ve konuşma gelişimi açısından birincil öneme sahiptir. Ses hayati fonksiyonları yanında diğer fonksiyonları açısından yetişkinler için de büyük öneme sahiptir
Normal Sesin Özellikleri
Ses bozukluklarını teşhis etmek ve müdahale planını hazırlamak açısından normal sesin özelliklerini bilmek önem teşkil etmektedir; ancak normal sesi tam olarak tanımlamak güçtür.
Boone ve McFarlaine (2000) normal sesi beş görünüşle açıklamaktadır:
>Birincisi, normal ses yüksekliği duyulabilecek uygun seviyede olmalıdır.
>İkinci olarak, normal ses vokal travmaya ya da larengeal lezyona neden olmayacak biçimde üretilmelidir. Başka bir deyişle hijyenik bir ses olmalıdır.
> Üçüncü olarak, normal ses dinleyiciye hoş gelmelidir, dinleyiciyi rahatsız etmemelidir.
>Dördüncü olarak, normal ses duyguları ifade etmede esnek olmalıdır.
>Beşincisi ise, normal ses kişinin yaşına ve cinsiyetine uygun olmalıdır.
Normal bir ses üretimi için normal anatomik yapı ve bu anatomik yapının işlevini normal olarak yerine getirmesini sağlayan normal fizyoloji gerekmektedir.
Ses Bozuklukları
İnsanların büyük çoğunluğunun havayolu fonksiyonları normal iken; bazı insanlar nazal–farengeal boşluklarda, larenkste, trakeada, akciğerde veya respirasyon kaslarında sorun yaşamaktadırlar. Bu havayolu yapılarındaki veya fonksiyonlarında herhangi bir bozukluk ses bozukluğuna neden olmaktadır. Bu bozukluk anatomik sapma, hastalık, duyguların normal fonksiyonu etkilemesi, yanlış kullanıma bağlı fonksiyon bozukluklarından kaynaklanabilmektedir.
Ses telleri larenks denen yapının içinde yer almaktadır. Bu yapıda doğuştan ortaya çıkan ve gırtlakta sesin üretilmesini etkileyen bazı bozukluklar olmakla beraber çocuklarda ses bozuklukları genellikle sesin suistimaline bağlı olarak oluşmaktadır; ancak ses üretimi nörolojik nedenlerden ve solunum yetersizliğinden de etkilenebilmektedir
Ses Bozukluklarının Sınıflandırılması
Ses Bozuklukları organik, nörojenik ve fonksiyonel ses bozuklukları olarak sınıflandırılmaktadır.
a) Organik Ses Bozuklukları
Vokal sistemdeki organik yapısal(anatomik) problemlerden kaynaklanan ses bozukluklarıdır. Konjenital, enfeksiyonel, tümöral, hormonal, travma sonucu gelişebilmektedir . Respirasyonda, fonasyonda ve rezonansta bozukluk olarak ortaya çıkabilmektedir. Respiratuar sistem sesin aktive edilmesinde rol oynamaktadır. Expiratuar hava akımı ve yoğunluğu vokal kordlar arasından geçerek ses titreşimlerini oluşturur. Respiratuar fonksiyondaki herhangi bir bozukluk sesi ve konuşmayı etkileyecektir. Vokal kordların ne kadar iyi bir araya geldiği ses kalitesinde birincil rol oynamaktadır. Vokal kordlar arasında, kordların bir araya gelişini engelleyecek kordlar arasında oluşan larengeal ağ, tümör gibi herhangi bir oluşum ses kalitesini direkt olarak etkilemektedir. Daha sık gözlenen ve vokal kordların membranları arsında oluşan kist, papiloma, granülom, larengeal enfeksiyonlar, Reinke ödemi de fonasyonu bozan organik bozuklulardır
b) Nörojenik Ses Bozuklukları
Periferal veya merkezi sinir sisteminin doğuştan veya sonradan tahrip olmasıyla respirasyon, fonasyon ve rezonans kaslarının motor kontrolünün ve inervasyonunun bozulması sonucu oluşmaktadır. Bu tip iletişim bozuklukları etiyolojisine göre nörojenik bozukluk olarak sınıflandırılmaktadır. Boyun, omurga, beyinsapı-medula yaralanmaları nörojenik respirasyon bozukluklarına neden olmaktadır. En sık gözlenen nörojenik ses problemi vokal kord paralizisidir. Bir diğer nörojenik ses bozukluğu da spazmodik disfonidir. Vejetatif seslerin normal çıkmasına rağmen konuşma sesi üretiminin nörolojik sebepten dolayı zorlamalı ve eforlu olarak gerçekleşmesidir. Dizartri de ses ve artikülasyon problemlerine neden olmaktadır. Dizartri inme, Myasthenia gravis, multiple sklerosis, Parkinson hastalığı, amyotropic lateral sclerosis..vs gibi nedenlerden dolayı ortayı çıkabilmektedir.
c) Fonksiyonel Ses Bozuklukları
Organik ve nörojenik problemlerle ilişkili olmayan ve vokal mekanizmanın yanlış kullanımına bağlı olan ve fonksiyonel disfoniyle sonuçlanan ses bozukluklarıdır. Yanlış kullanımın en sık görüldüğü durum vokal hiperfonksiyondur. Vokal hiperfonksiyon respirasyon, fonasyon ve rezonans kaslarının ses üretimi için zorlanması, fiziksel efor sarfedilmesi olarak açıklanmaktadır. Vokal hiperfonksiyona bağlı olarak ortaya çıkabilecek patolojik durumların başında ses teli nodülleri ve polipler gelmektedir. Fonksiyonel rezonans problemleri çok nadir görülse de rezonans dilin hareketlerinden etkilenmekte yanlış kullanımda rezonans bozulmaktadır . Fonksiyonel ses bozukluklarına psikojenik ses bozukluğu da denilmektedir. Sesin kalitesinde, perdesinde, yüksekliğiyle ve esnekliğinde kullanıma bağlı bozuklukların ortaya çıkmaktadır. Larenksin anatomisi ve fizyolojisi normal iken sesin anormal olarak çıkması durumudur